Göz Kapağı Estetiği (Blefaroplasti)

İnsan vücudundaki en önemli organlardan biri olan göz, günlük hayat içerisinde sayısız defa hareket etmekte ve göz kapakları sürekli olarak açılıp kapanmaktadır. Hassas bir yapıya sahip olan göz kapakları ve çevresi tüm bu kas hareketlerinin yanı sıra güneşin zararlı etkilerine ve yaşlanmanın beraberinde getirdiği olumsuz faktörlere de maruz kalmaktadır. Dış dünya ile en belirgin bağlantıyı sağlayan gözleri korumakla görevli olan göz kapakları, zaman içerisinde yukarıda bahsedilen tüm bu olumsuz etkiler ile beraber sarkar ve göz kapaklarının bulunduğu bölgedeki deri bollaşmaya başlar.

Özellikle ellili yaşlar ile birlikte kendisini belli eden bu durum ile göz kapaklarının derisi incelir, göz çevresinde ve göz kapaklarında belirgin bir deformasyon gözlenir. Bu durum kişiye estetik anlamda bir rahatsızlık vermekle birlikte, göz kapağındaki düşüklük ve sarkmalara bağlı olarak kişinin görüş alanını da kısıtlayabilmektedir. Bazı kişilerde ise genetik olarak göz kapakları dolgun, torbalı bir yapıya sahiptir, bu kişiler genç yaşta bile estetik göz kapağı ameliyatına ihtiyaç duyabilmektedir.

Göz kapağı denince aklımıza her ne kadar üst göz kapakları gelse de aslında göz kapakları üst ve alt göz kapağı olarak ikiye ayrılır. Dolayısıyla kişinin ihtiyacına göre üst ya da alt göz kapakları ayrı ayrı ya da bir arada ameliyat edilebilir.

Üst göz kapakları sadece lokal anestezi altında yapılabilirken, alt göz kapağı ise sedasyon ya da genel anestezi altında uyutularak yapılır.

Üst göz kapağı estetiğinde öncelikle görüş açısının bozulmasına neden olan sarkmış üst yapıya müdahale edilmektedir. Göz kapağında fazlalaşmış, kırışmış, bollaşmış durumda olan deri ve göz kapağının alt kısmındaki kas dokuları ile yine göz kapağının olduğu alandaki yağ dokuları alınır ve bu yapılar çok ince bir biçimde kapatılır. Üst göz kapağı ameliyatlarında fazla olan derinin tamamı alınabilmektedir, bu yüzden bu ameliyat estetik ameliyatlar arasında en yüz güldürücü olanlarındandır.

Alt göz kapaklarında ise, kirpiklerin hemen altından bir kesi ile girilerek çok az deri, çok az kas dokusu ve yine az miktarda torbalaşmış, fıtıklaşmış yağ dokuları alınır. Alt göz kapağı estetiğinde derinin, kasın ya da torbaların fazla alınması göz kapaklarını aşağıya doğru çekebilir, bu yüzden bu ameliyat kontrollü bir şekilde yapılmalı ve tecrübeli estetik cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Ben alt göz kapağı estetiği ameliyatlarında kasları da yukarı doğru asan bir teknikle birleştirerek yapıyorum. Bu sayede alt göz kapağının aşağı doğru açılanmasını önlemiş oluyorum.

Eğer hasta çok gençse ve alt göz kapaklarında deri fazlalığı yoksa sadece hafif torbalanmalar varsa bu durumda transkonjuktival blefaroplasti adı verilen bir ameliyat tekniğiyle, deriyi kesmeden göz kapaklarının iç tarafından bir kesi ile sadece torbalar alınabilmektedir. Bu sayede hem dışta bir kesi olmaz, hem de kas bütünlüğü bozulmamış olur.

Estetik göz kapağı ameliyatı sonrasında gözler açık bırakılacak ve hasta etrafını görebilecektir. Göz kapaklarının üzerine ince yapıda bantlar sabitlenmektedir. Göz kapakları çok gevşek dokulardır, bu durumun iyi tarafı hızlı bir iyileşme olmakta, dezavantajı ise çabuk şişme ve morarma oluşmaktadır. Ameliyat sonrasında göz çevresinde morluk, şişlik ve ödem olması normaldir. Oluşan ödemi engellemek ve kontrol altına almak amacıyla gözlere soğuk uygulama yapılır, bu uygulama şişlik ve morlukları minimum düzeyde tutmaya katkı sağlayacaktır.

Göz kapağı ameliyatı sonrasındaki ilk birkaç saat içerisinde göz kapakları üzerine uygulanan ince bantlardan çok düşük düzeyde kanama ve sızıntı olması normaldir. Gözlerde hafif düzeyde ağrı, batma hissedilmesi de normaldir ve bu durum çeşitli ağrı kesicilerin kullanımı ile önlenebilir. Ameliyat sonrasında başın, destekleyici yastıklar vasıtasıyla yukarıda tutulması da göz ve göz çevrelerinde oluşan ödem ve morlukların azaltılması açısından önemlidir. Göz kapağı ameliyatı gözü direk olarak etkilemez, dolayısıyla bu bir göz ameliyatı değil göz çevresi ameliyatıdır.

Göz çevresinde morluklar, operasyonu takip eden 4-5 gün içerisinde kendiliğinden azalacak ve kısa bir süre sonra da tamamen kaybolacaktır. Dikişler ortalama 5 günde iyileşecektir. Göz kapağı ameliyatı sonrasında hasta normal hayatına 5 ile 7 gün arasında dönebilmektedir. Göz kapağı estetiği sonrasındaki ilk bir ay, göz kapaklarının sabahları şiş durumda olması ve gözlerde hafif dereceli batmayla beraber yanma hissedilmesi normaldir ve bu durum da bir süre sonra kendiliğinden kaybolacaktır.

Göz kapağı ameliyatı, diğer estetik ameliyatlara göre daha iyi iyileşen ve neredeyse hiç iz bırakmayan veyahut çok hafif derecede bırakan ameliyatlardır. Bu bölgede normal kıvrım, kırışık ve katlantıların olması izleri gizlemektedir. Ameliyat sonrasındaki 6 ay içerisinde bu izler dışarıdan bakıldığında fark edilmeyecek derece azalmış olacaktır.

Bazen hastalar estetik kaygılarını anlatabilmek için "göz kapaklarındaki düşüklükten" bahseder, aslında göz kapağı düşüklüğü pitoz adı verilen farklı bir durum, hastalıktır. Göz kapağı düşüklüğü doğumsal olabileceği gibi sonradan kendiliğinden, geçirilen bazı hastalıklara bağlı, travmayla ya da yaşlılığa bağlı olarak olabilmektedir. Bu durum, tek taraflı ya da iki taraflı olabilmektedir.

Göz kapağı düşüklüğünde göz kapağını yukarı kaldıran levator kasları tam ya da yetersiz çalışmaktadır. Bu durum ameliyatla tam ya da kısmi olarak düzeltilebilmektedir. Patolojinin tipine göre levator kasında kısaltma, plikasyon ya da askı yöntemleri kullanılabilmektedir.

Göz kapağı estetiği ameliyatı fiyatları, ameliyatın yalnızca üst göz kapağına mı yoksa hem alt hem de üst göz kapağına yönelik olarak uygulanacağına, ameliyat esnasında tercih edilecek olan anestezi türüne ve diğer ek prosedürlere bağlı olarak değişmektedir. Göz kapağı estetiği ücretleri için doktorunuzdan randevu alarak muayene olmanız gerekmektedir.